Dinle Neyden

Unutulmaz Hatıralar

1. İnsan İçin Yok olmak Yok 17 dk. 2. Tasavvuf Ne Demektir? 18 dk. 3. Sevginin Kaynağı Nedir? 17 dk. 4. Allah ile Kul Arasına Girilir mi? 21 dk. 5. Osmanlıca Diye Bir Dil Yoktur! 21 dk. 6. Kur'an-ı Kerim Niçin Okunur? 24 dk. 7. Allah'ın En Sevmediği Hâl 23 dk. 8. Adam Olmanın Yegane Yolu 23 dk. 9. Devletin Dini Adalettir 23 dk. 10. Sevgi Parmak İzi Gibidir 27 dk. 11. Unutulmaz Hatıralar 27 dk. 12. Sünnetleri Hikmetle Yorumlamak 26 dk. 13. Dünyada 1 Tane Acı Vardır 21 dk. 14. Allah'ın En Sevdiği Hal 21 dk. 15. Nefsin Mertebeleri 22 dk. 16. Yüze Tokat Vurulmaz, Yüze Sövülmez 20 dk. 17. İnsan Bozulunca Tabiat da Bozulur 24 dk. 18. Dert İnsana Nasıl Derman Olur? 20 dk. 19. Kusur da İfşa Edilir ama Bir Şartla 19 dk. 20. Nefs Dergahta Terbiye Edilir 22 dk. 21. İslam Başka Bir Şeydir Müslüman Başka 20 dk. 22. Peygamberimiz Kaç Yaşında Hangi Evlilikleri Yaptı? 20 dk. 23. Küsmek Neden Yasaktır? 27 dk. 24. Arkadaş Çevresi Nasıl Seçilmeli? 20 dk. 25. Bu Devirde Tasavvuf Olur mu? 21 dk. 26. Şeytan da Adamı Cennete Götürür 21 dk. 27. Edepsizden İlim Zuhur Etmez 22 dk. 28. Kimin Sözünü Dinliyorsan Onun Kulusun 17 dk. 29. Çocuk, Anne ve Babanın Kölesi Değildir 25 dk. 30. 'Mülteci' Sorun Değildir 23 dk. 31. Günümüz Evlilikleri Neden Yürümüyor? 24 dk. 32. Peygamberimizi Çok Sevmenin Yolları 21 dk. 33. Sahabeler Peygamberimizi Nasıl Sevdiler? 20 dk. 34. Dua Nasıl Kabul Olur? 22 dk. 35. İçiniz Daraldığında İnşirah Suresi Okuyun! 19 dk. 36. İnsan Neye İnanırsa Öyle Yaşar 22 dk. 37. Allah Kimleri Sever? 19 dk. 38. Eğitim Şart Değil, Maarif Şarttır! 20 dk. 39. Sabrı Yanlış Biliyoruz 20 dk. 40. İnsanı Sevmeden Allah'ı Sevemezsin 19 dk. 41. Nimetin Artsın İstiyorsan Şükret! 18 dk. 42. Kazancımız Helal mi Haram mı? 19 dk. 43. Hz. Mevlana Kim Değildir? 22 dk. 44. Hz. Mevlana Kimdir? 20 dk. 45. Mevlevilik Nedir / Ne Değildir? 23 dk. 46. Göz Ruhun Penceresidir, Yalan Söylemez 26 dk. 47. Bir İnsanın Büyük Olduğu Nasıl Anlaşılır? 29 dk. 48. Allah İnsanı Yok Olsun Diye Yaratmadı! 22 dk. 49. Süt Çocuğuna Bulgur Pilavı Verilmez 29 dk. 50. Türk Zaptetmez, Fetheder! 41 dk. 51. Türkiye İslam Dünyasının Abisidir! 34 dk. 52. Muradını Unutan Bizden Değildir 35 dk. 53. Bilginin Kaynağı Sevgidir 46 dk. 54. Türk Diyarlarının Piri: Hoca Ahmet Yesevi 45 dk. 55. Tarikatların 4 Direği Vardır 37 dk. 56. "Ben" Geldi mi İman Gider 41 dk. 57. Âşinalıktan AŞK Doğar 37 dk. 58. Hoşça Kalın Demem Hoş Kalın! 40 dk.

Açıklama:
Ömer Tuğrul İnançer ile “Dinle Neyden” kendine has üslubuyla kaldığı yerden devam ediyor. Bu bölümde Muzaffer Efendi Hazretlerinden, Safer Efendi Hazretlerinden, aşktan ve musiki sevgisinden bahsediliyor. Her hafta farklı konularla yanlış bildiğimiz doğruları çarpıcı üslubuyla izleyenlere anlatan Ömer Tuğrul İnançer bu bölümde Merhum Muzaffer Efendi Hazretlerini, Merhum Safer Efendi Hazretlerini, aşkı, musiki sevgisini ve hatıralarını anlatıyor. Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden’in bu bölümünde başlıca şunlardan söz ediyor; - Ne çekerdi sizi Muzaffer Efendi Hazretleri'nde, bir başkasında olmayan ne vardı? Bi kere hali, tavrı dedeme çok benzerdi. Dedem hayatımda en çok sevdiğim insandı. Hiç azarını işitmedim. Her dediğimi yaptı ama hiç şımarmadım. Misafiri olduğu zaman kapının eşiğinin kenarında iki dizüstü otururdum ama kendi kendimize olduğumuz zaman (hatta babaannem kızardı) ille kucağında otururdum. “Kazık kadar oldun, boyun dedeni geçti hala kucakta oturuyorsun” diye söylenirdi. Dedem de “aldırma aldırma” derdi. Hem babaanneme yani otursun aldırma, bana da babaannenin sözüne aldırma diyor. Mesela eve gelirken çocukların oyunları bozulmasın diye sokak değiştirirdi. Ceketsiz çok nadir gezerdi. Ceketinin sol cebinde mutlaka kağıda sarılı şekerler olur, onları verirdi. Sabahleyin mahalle camiine namaza gittiğinde hava soğuk, kar yağdı eve gelir zaten kül var evde soba yanıyor, yolun bir tarafına taa camiden eve kadar, baya bir yol ama yokuş, güzel kızak kayılırdı. Çocuklar yürürken kaydıkları yerden yürümesinler diye yolun karşı tarafına kül dökerdi… Dedem çok kızdığı zaman basardı kapotoyu, Muzaffer efendim de basardı. Ama neye? Şahsına asla! Onun için Allah cümlemizi şahsi öfkemize esir olmaktan korusun… Muzaffer efendi Hazretleri çok espriliydi. Onun hutbeleri uzun sürerdi, yarım saat falan sürerdi ama söylerdi uzun sürecek, işi olan Beyazı Camii’ne gitsin. Bir yarım saatlik hutbe içinde ağladığımız, kahkaha derecesinde dişimizi sıkarak güldüğümüz, çok derin düşündüğümüz yarım saati ona sığdırırdı. Her seferinde değil tabi ama bunlar olurdu. - Efendim, büyükler ifademi hoş görsün sizde nolur edepsizliği mazur görün… Muzaffer Efendi Hazretleri görüp tanıdığımız kadarıyla zahiren de böyle celalli, bi yere girdiği vakit orası ondan ibaret kalacak değişik bir zat. Safer Efendi Hazretleri de bi yerde otururken yok gibi… Bu meşrebler aynı yolun yürünmesine mani olan şeyler değil. Çünkü meşrebler çok farklıdır ama bu meşrebler içinde ana yoldan ayrılmak yoktu. Şimdi biz Ebubekir Efendimizi halim selim bir zat olarak tanırız ama mesela hendek muharebesi sırasında Resulullah Efendimiz Hazretleri karın açlığını mübarek karnına taş bağlamış üstünü kuşakla sarıp. Hani mide ufaltma ameliyatı var ya onun öncüsü efendimizdir. Hatta o sebepten dolayı tasavvuf ekollerinde, tarikatlarda şeyhler taş kemer kullanırlar. O taş kullanacak kadar aç gezdiği zamanda Ebubekir Efendimizin oğullarından birisi (ya Abdurrahman ya Muhammed ismini tam hatırlayamıyorum şimdi) bir arkadaşıyla yürüyor ama yürürken de diliyle ağzını temizliyor bi yandan. Hayırdır nerden? Baba biz bi oğlak bulduk kestik yedik deyince Ebubekir Efendimiz bi tokat atıyor. Resulullah açken siz nasıl yemek yersiniz? Demek ki celal onda da var…

Güncellemeler - Talepler